TÜİK verilerine göre konut sahipliği oranı son yıllarda gerilemeye devam ediyor. Artan maliyetler ve yüksek faiz oranları, ev sahibi olmayı zorlaştırırken, fiyatları düşürecek yeni formüller tartışılıyor.
Türkiye’de ev sahibi olmak, geçmişte ailelerin ekonomik güvence olarak gördüğü en büyük adımlardan biriydi. Ancak son yıllarda konut fiyatlarındaki keskin artış, yüksek faiz oranları ve ekonomik belirsizlikler, ev sahibi olmayı giderek daha da zorlaştırdı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2024 verilerine göre konut sahipliği oranı yüzde 55,8’e geriledi. Bu oran, 2014 yılında yüzde 61 civarındaydı.
Konut fiyat endeksleri, son iki yılda her ay çift haneli artışlar gösterdi. Özellikle büyükşehirlerde ilk defa ev alacaklar için ulaşılabilir konut neredeyse kalmadı. Kira fiyatlarının da hızla artması, kiracılarla ev sahipleri arasındaki ilişkileri zorlarken, devletin konut politikalarına olan beklenti büyüdü.
Uzmanlara göre konut piyasasında dengeyi sağlamak ve fiyatları aşağı çekmek için birden fazla adımın eş zamanlı uygulanması gerekiyor. İşte Türkiye’de konut fiyatlarını düşürebilecek ve ev sahipliğini yeniden artırabilecek beş temel formül:
Arzı Artıracak Kamu Destekli Projeler
Konut fiyatlarının en büyük belirleyicilerinden biri, piyasadaki toplam arz. Talep artarken konut üretimi yavaşladığında fiyatlar kaçınılmaz olarak yükseliyor. TOKİ benzeri sosyal konut projeleri, düşük gelir grubuna hitap eden ucuz konut üretimiyle bu baskıyı azaltabilir. Aynı zamanda yerel yönetimlerin, imar planlarını konut üretimini teşvik edecek şekilde düzenlemesi kritik önemde.
Faiz Oranlarının Düşürülmesi
Konut kredisi faizlerinin yüzde 3’ün üzerine çıkmasıyla birlikte aylık taksitler, hane gelirinin büyük bölümünü oluşturmaya başladı. Bu durum, krediyle ev sahibi olmayı imkansızlaştırıyor. Faiz oranlarının kademeli olarak düşürülmesi ve kamu bankaları aracılığıyla uygun oranlı kredi kampanyaları düzenlenmesi, alıcıyı tekrar piyasaya çekebilir.
Vergi ve Tapu Harcı İndirimleri
Konut alım-satım sürecinde ödenen KDV, tapu harcı ve diğer vergiler, toplam maliyeti ciddi şekilde artırıyor. Özellikle ilk konutunu alacaklara özel KDV oranının düşürülmesi ve tapu harçlarında geçici indirimler, piyasayı hareketlendirebilir. Bu düzenlemeler, hem alıcının yükünü azaltır hem de kayıt dışı işlemleri engeller.
Arsa Maliyetlerinin Düşürülmesi
Konut fiyatlarının yükselmesindeki en büyük kalemlerden biri de arsa maliyeti. Özellikle şehir merkezlerinde arsa fiyatları spekülatif bir biçimde artmış durumda. Belediyeler ve kamu kuruluşları, sahip oldukları arazileri uygun fiyatlarla inşaat firmalarına sunarsa, nihai satış fiyatlarında ciddi bir düşüş yaşanabilir.
Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Teşvikleri
Mevcut konut stoğunun büyük bir kısmı eski ve depreme dayanıksız. Bu yapıları yenilemek hem güvenli konut üretimini sağlar hem de yeni yapı arzını artırır. Kentsel dönüşümde verilen teşviklerin artırılması, süreçlerin hızlandırılması ve vatandaşla uzlaşma zemininin güçlendirilmesi, piyasanın genel dengesini olumlu yönde etkileyebilir.
Tüm bu adımların birlikte atılması halinde konut piyasasında hem fiyat dengesi sağlanabilir hem de ev sahipliği oranı yeniden yükselişe geçebilir. Bugün gelinen noktada yalnızca arz ya da faiz tek başına çözüm değil; sistemli ve çok yönlü bir müdahale gerekiyor.
Konut fiyatlarındaki istikrar, sadece bireysel barınma hakkı açısından değil, ülke ekonomisinin sağlıklı işleyişi açısından da önem taşıyor. Kalıcı çözümler için sürdürülebilir ve sosyal adaleti gözeten bir konut politikası şart. Ev sahibi olmak, lüks değil, temel ihtiyaç olarak yeniden tanımlanmalı.