Kira sözleşmeleri, hem kiracılar hem de ev sahipleri için büyük önem taşıyor. Ancak uygulamada birçok anlaşmazlık mahkemeye taşınıyor. Peki en sık karşılaşılan hukuki sorunlar neler? İşte Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde öne çıkan 3 kritik problem ve çözüm yolları…
Kira Sözleşmelerinde En Çok Yaşanan 3 Hukuki Uyuşmazlık
Son yıllarda Türkiye’de kira sözleşmelerine ilişkin açılan davalarda ciddi bir artış yaşanıyor. Özellikle büyük şehirlerde kira bedellerinin fahiş seviyelere ulaşması, ev sahibi-kiracı ilişkilerini daha da gergin hale getirdi. Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği verilerine göre, 2024 yılında kira kaynaklı uyuşmazlıklarda %40’a yakın bir artış yaşandı.
Bu artışın temel nedenleri arasında, kira artış oranlarının uygulanmasındaki farklılıklar, tahliye süreçleri ve temerrüt gibi sorunlar öne çıkıyor. İşte kira sözleşmelerinde en sık karşılaşılan 3 hukuki problem ve detayları…
Kira sözleşmelerinde en sık karşılaşılan ihtilaflardan biri, kira artış oranı üzerinden çıkan tartışmalardır. Türk Borçlar Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca, konut ve çatılı işyeri kiralarında artış oranı, TÜFE 12 aylık ortalama oranı ile sınırlıdır. Ancak uygulamada;
Bu durumlarda, kiracı mahkeme yoluyla kira tespit davası açarak yasal oranı talep edebilir. Ayrıca kira artışının geçerli olması için yeni döneme girilmeden yazılı bildirim yapılması gerekir.
Detaylı bilgi için Türk Borçlar Kanunu Madde 344 bağlantısı üzerinden mevzuata ulaşabilirsiniz.
Bir diğer yaygın hukuki sorun, ev sahiplerinin kiracılarını tahliye etme girişimleridir. Tahliye süreci, yasalarla belirlenmiş katı kurallara tabidir ve yalnızca şu koşullarda geçerli olabilir:
Ancak bazı ev sahipleri, yasal prosedüre uymadan sözlü baskı veya noter ihtarı ile kiracıyı çıkarma yoluna gitmektedir. Bu tür durumlarda kiracının hakkını koruması için mutlaka belgeli yanıt vermesi ve gerekiyorsa ihtiyati tedbir talep etmesi önerilir.
Ayrıca, kira sözleşmesinin süresine ve tahliye koşullarına ilişkin anlaşmazlıklarda arabuluculuk süreci de yasal zorunluluk haline gelmiştir.
Sözleşme sona erdiğinde kiracının en çok mağduriyet yaşadığı konulardan biri, depozitonun iadesidir. Uygulamada sık karşılaşılan problemler şunlardır:
Türk Borçlar Kanunu’na göre, depozito bedeli en fazla 3 aylık kira tutarı kadar olabilir ve banka hesabında vadeli blokeli olarak tutulmalıdır. Kiracının tahliyesinden sonra, ev sahibi 3 ay içinde hukuki bir talepte bulunmazsa, depozito kesintisiz olarak iade edilmelidir.
Eğer kesinti yapılacaksa, bu kesintilerin fatura, ekspertiz raporu veya somut delillerle desteklenmesi gerekmektedir. Aksi takdirde kiracı, iade davası açarak depozitoyu yasal yollardan talep edebilir.
2023 yılında yürürlüğe giren bazı yasal düzenlemelerle birlikte kira anlaşmazlıklarında yeni bir dönem başladı. Özellikle:
Hukuki sorunlar yaşamamak için hem kiracıların hem de ev sahiplerinin kira sözleşmelerini detaylı şekilde hazırlaması, yazılı anlaşmalar yapması ve mümkünse uzman bir hukukçudan destek alması önerilmektedir. Ayrıca sözleşmeye eklenecek özel maddelerle tarafların hak ve yükümlülüklerinin netleştirilmesi, olası uyuşmazlıkların önüne geçebilir.
Konut, arsa ya da ticari taşınmaz alım-satım işlemleri sırasında yapılan hukuki hatalar, taraflar için hem…
Mart 2025 dönemine ait açıklanan konut fiyat endeksi verileri, sektörde dikkat çeken bir ayrışmayı gözler…
Türkiye'deki ekonomik dalgalanmalara rağmen, yurt dışı konut yatırımlarına olan ilgi devam ediyor. Türk yatırımcılar başta…
Türkiye’de ev sahibi ile kiracı arasındaki uyuşmazlıklar, çoğu zaman hukuki hatalardan kaynaklanıyor. Kira sözleşmesinden tahliye…
Türkiye’de binalarda enerji performansını belirleyen TS 825 standardı güncellendi. Yeni düzenlemeler, yalıtım kalınlıklarından iklim verilerine…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, yapı güvenliğini artırmak amacıyla standartlara aykırı yürütülen inşaat projelerinin…